KÖK HÜCRE NEDİR?
Tanımdan önce ilk bilgi olarak “hangi kök hücre?” sorusunda cevap vermeliyiz.
Farklı kök hücre tipleri vardır
- Embriyonik kök hücre ilk bölünme aşamasındaki kök hücre olup, araştırmalarda kullanımı dahi belirli düzenleme tabiidir. Bizim kullanım alanımızda değildir.
- Erişkin kök hücresi = Somatik kök hücre burada anlatacağımız kök hücredir.
Erişkin kök hücresi = Somatik kök hücre
Bir doku ya da organda, farklılaşmış hücreler arasında bulunan farklılaşmamış hücrelerdir. Birçok dokuda bulunabilirler. Örnek olarak beyin, kalp, periferik kan, karaciğer, kan damarları, iskelet kası, deri, diş, bağırsaklar, testis, over epiteli gibi yapıları verebiliriz.
Kemik iliğinde en az iki tip kök hücre mevcuttur. Bunlar:
- Hematopoetik kök hücreler
- Kemik iliği stromal (mezenkimal) kök hücreler (Resim 1)
Hematopoetik yani kan yapan kök hücreler 1950’lerde keşfedilmiştir ve tedavide kullanılmaya başlanmıştır. Bu hücreler kemik iliğinde bulunan ve kandaki tüm kan hücrelerine dönüşebilen kök hücrelerdir ve yaklaşık 40 yıldır kullanılmaktadır. Lösemi, aplastik anemi, bazı immün sistem hastalıklarında bahsedilen kök hücre naklinde kullanılan hücrelerdir.
Benzer şekilde mezenkimal kök hücrelerin de pek çok dokuda mevcut olduğu anlaşılmıştır. Bunlardan en sık kullanılanı kemik iliği mezenkimal kök hücreleridir. Aynı şekilde yağ dokusundan elde edilen yağ dokusu (adipoze) kaynaklı mezenşimal kök hücre de çok sık olarak ortopedi pratiğinde kullanılmaktadır.
Nerededir ve ne yaparlar?
Kök hücreler uzun süre bölünmeyerek kalabilirler. Doku oluşturmak için gelen bir sinyalle onarım veya yenileme amacı ile bölünmeye başlarlar:
Kök hücreler sayı olarak çok azdır ancak etkilidirler. Kök hücreler
- Farklı hücrelere dönüşebilmeleri
- Kendilerini yenileme kapasiteleri
- Farklı kaynaklardan (yağ dokusu, kemik iliği) kolay ulaşım
- Düşük immünojenite özellikleri ile oldukça cazip hücreler olarak görülmekte ve kullanım alanı bulmaktadırlar.
Farklı kaynaklardan elde edilebilir: En pratikleri olarak:
- Kemik iliği aspirasyonu: Leğen kemiğinden, kaval kemiğinden, topuktan ve geniş alanlı kemiklerden, özel olarak dizayn edilmiş kalın enjektör benzeri aletlerle elde edilir ve özel işlemlerden geçirilerek kullanılır hale getirilirler. Sayıca yağ kaynaklı kadar olmasa da çok etkili hücrelerdir. Kemik iliği aspirasyon konsantresi “BMAC” olarak da isimlendirilir. (Resim 2)
- Yağ dokusu: Özel aspiratör kanülleri ile sıklıkla göbek çevresinden, uyluktan ve bol yağ bulunabilecek bölgelerden alınan yağ dokusundan özel işlemlerle elde edilirler. Plastik cerrahi işlemi olarak yapılan yağ aldırma (Resim 3)(liposuction) işlemine benzemekle birlikte aynı işlem değildir. Yağ dokusu, kemik iliğinden daha fazla hücre barındırır: Gram başına 1000 kat daha fazla MKH (Mezenkimal kök hücre) vardır. Stromal vasküler fraksiyon (SVF) olarak da isimlendirilir (Resim 4).
Burada dikkat edilmesi gereken nokta hem kemik iliği hem de yağ kaynaklı elde edilen materyaller tek başına kök hücre barındırmazlar. İçinde kök hücrenin de olduğu birçok hücreyi barındıran sıvılardır. İçlerindeki kök hücre miktarı düşüktür ancak canlılığı ve etkinliği oldukça yüksektir. Taze kök hücreyi daha konsantre etmek için özel yöntemler kullanılabilmektedir. Kök hücreyi doğrudan çoğaltmanın yolu özel laboratuvarlarda kültüre etmektir. Ancak kök hücrelerin vücuttan uzaklaştırılınca bölünme kapasiteleri kısıtlıdır ve bundan dolayı kültürde çoğaltmakla sayıca çok yüksek rakamlara ulaşılsa da etkinlik olarak taze kök hücreler kadar etkili olamayabilirler.
Klinik kullanım alanları çok geniştir ancak her hasta ve hastalığa kök hücre uygun olmayabilir. Aşağıda ana başlıklar halinde ortopedide kök hücre kullanım alanları sıralanmıştır.
Eklem hastalıkları:
Kireçlenme denilen osteoartritlerde, kıkırdak hasarlarında
Tendonların Kronik Hastalıkları:
Tenisçi dirseği, Aşil tendiniti
Spor yaralanmaları:
Bağ yaralanmaları, bağ tamirlerinde, kas yırtıklarında
Kırık iyileşmesini desteklemede
Daha birçok alanda kullanılabilirler ancak toplumun genel manada anladığı gibi yeni yeni hücreler ürettirip dokularda gençleşme yaparak iyileşme sağladıkları algısı tam doğru değildir. Kısıtlı da olsa böyle bir katkısından bahsedilebilir ama kök hücreler sıklıkla dokulardaki ağrı üreten birtakım reseptörlere (algıç) tutunarak indirek etki mekanizmasıyla çalışırlar. Ancak yakın gelecekte yeni hücre ürettirebilme kapasitelerini artırmak için yapılan çalışmalar (özel moleküller üretimi, ortam özellikleri ile oynama, gen susturma veya uyarma vb. gibi) sonuç vermeye başlayacaktır diye düşünmekteyiz. Günlük pratiğimizde kök hücreyi daha ziyade ana tedaviye yardımcı olarak görmekteyiz ve ana tedavinin yerini almaması gerektiğini buradan belirtmek isteriz. Doktorunuzla hastalığınız ile ilgili tedavi opsiyonlarını konuşurken doğrudan kök hücre istemek yerine kök hücrenin de alternatifler arasında olup olmadığını sormak ve bu konuda bilgi almak daha yerinde bir yaklaşım olacaktır.